Vitaminler prematür doğumlara mı neden oluyor?
Gelişmekte olan ülkelerde yapılan çalışmalar, gebelikte vitamin kullanımının bazı yararları olduğunu kısmen ortaya koyarken; uzmanlar, sağlıklı beslenen gebelerde son üç aylık dönemde kullanılan mültivitamin preparatlarının yarardan çok zarar verebileceği olasılığına dikkat çektiler.
Leeds Üniversitesi’nden Dr. N. Simpson ve arkadaşları gebelik öncesinde başlanan vitaminlerin son aylara kadar kullanılması durumunda prematür doğumların üç kat artabileceği konusunda uyarılarda bulundular. Ancak bu durumu ispatlayabilmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu da bir başka gerçek.
Yaklaşık 1300 gebe, 2003-2006 yılları arasında incelenmiş ve bebeklerin yüzde 4’ünde doğum ağırlığının 2.500 gramın altında olduğu belirlenmiştir. Gebeliğin herhangi bir döneminde vitamin kullananlar ile hiç kullanmayanlar arasında önemli bir fark saptanmazken, özellikle son üç aylık gebelik döneminde düzenli vitamin kullananların düşük doğum ağırlığı olan bir bebeği doğurma riski, bu duruma etki edebilecek sigara ve alkol kullanımı gibi faktörler elimine edildikten sonra bile üç kat fazla bulunmuştur. Bu durumun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte; durum şimdilik, alınan ek vitamin ve minerallerin büyümekte olan fetusa asıl gereken besinlerin emilimine bir şekilde etki etmeleriyle açıklanmaktadır.
Br J Obstet Gynecol, 2010.
Gebelik kusmaları anneannelerin mirası mı?
Britanya Tıp Dergisi’nde (BMJ) yayımlanan bir makaleye göre, annesinde aşırı gebelik kusması olan kızlar, olmayanlara göre bu problemi üç kat daha fazla yaşamaya aday bulundular…
Yoksa hâlâ anneannelerimizin inandığı gibi bazı cinsteki bebeklerinizin sizleri daha fazla kusturduğuna inananlardan mısınız? Britanya Tıp Dergisi’nde (BMJ) yayımlanan bir makaleye göre, gebeliklerinde aşırı kusmuş olan annelerin kızları kendi gebeliklerinde de benzer eğilim gösteriyorlarmış. Bu durum acaba bir “etme-bulma” şeklinde de yorumlanabilir mi?
Norveç’te 1967-2006 yılları arasında 2.3 milyon doğumu kapsayan bir çalışmada iki grup halinde 544 bin tekil kız ve 399 bin tekil erkek annesinin gebeliklerindeki özellikler incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre; annesinde aşırı gebelik kusması olan kızlar, olmayanlara göre bu problemi üç kat daha fazla yaşamaya aday bulunmuşlardır (yüzde 3’e karşılık yüzde 1). Anneleri sadece daha önceki başka bir gebeliğinde (yani diğer kardeşe gebeliklerinde) bu sorunu yaşamış olsalar dahi, o annelerin kızları kendi gebeliklerinde benzer sorunu yaşamaya daha fazla yatkın bulunmuşlardır. Gebelik kusmalarında kız-erkek bebek farkı ise bulunamamıştır.
Sonuç olarak bebek cinsiyetinden ziyade, kendi annesinin herhangi bir gebeliğinde aşırı bulantı kusması olmuş olan ikinci nesil kadınlar aynı sorunu kendi gebeliklerinde yaşamaya üç kat daha yatkın olmaktadırlar. Bu durum kuşaktan kuşağa aktarıldığına göre öncelikle acaba anneannelerimizi mi sorgulamamız gerekir?
BMJ, 2010; 340:c2050.
KUTU
Gebe kalan kadınların yaklaşık yarısı gebeliklerinin ilk aylarında bulantı ve kusma şikayeti belirtirken, bunların ancak yüzde 0.5-2’si aşırı kusmalardan muzdarip olup tıbbi tedaviye gereksinim göstermişlerdir. Sıvı ve kilo kaybı, besin ve vitamin eksikliği, psikolojik sorunlar hep bu sıkıntılı dönemin sorunlarıdır. Nadiren prematür doğum ve düşük tartılı yenidoğan da sorunun bir parçası olur.
Obezitenin cerrahi tedavisi
gebeliğe zarar verir mi?
Gebelikte hipertansiyon, gerek anne gerekse bebek için çeşitli sorunlara yol açan ciddi bir sorun…
Batı toplumunda şişmanlığın artmasına paralel olarak hipertansiyona eğilim de artış içinde. Benzer şekilde gebelikte hipertansiyon sıklığında da bir artış söz konusu. Baltimor’da yapılan bir çalışmada önceden gastrik baypas (bariatrik cerrahi) geçirmiş kadınların, bu operasyonu geçirmemiş olanlara göre gebeliklerinde hipertansiyona daha az yakalandıkları gösterilmiştir.
2002-2006 yıllarında 585 obez kadın üzerinde yapılmış çalışmada 269’unun cerrahi öncesi, 316’sının ise cerrahi sonrası gebe kaldığı ve etkileyici faktörler ayıklandıktan sonra cerrahi yapılmayan grupta hipertansiyona 2.5-6 kat, preeklampsi-eklampsiye ise beş kat daha fazla rastlandığı vurgulanmaktadır. Bu nedenle gebelik öncesi kontrollerde vücut kitle indeksi 35-40kg/m2 olanlara diyet tedavilerinin yanı sıra cerrahi girişim seçeneği de sunulması gerektiği savunulmaktadır.
Günümüzde obezitenin en etkin tedavi yöntemi olan bariatrik cerrahi gebelik öncesinde uygulandığında, gebelikte gelişen hipertansiyonun yan etkilerinden önemli oranda koruma sağlayabilecek gibi görünmektedir. Ancak cerrahi girişimin anne vücudunda yapabileceği besin ve vitamin eksikliklerinin yenidoğan bebek üzerine olabilecek yan etkilerini gösteren başka çalışmalara da ihtiyaç duyulmaktadır.
BMJ, 2010; 340:c1662.